Bu yazıda, IQ puanlarının son yüzyılda düzenli olarak yükselmesi olarak özetlenebilecek Flynn Etkisi’ni ve bununla aynı anda vuku bulan genel zeka düşüşünü (Anti-Flynn Etkisi) inceleyeceğim.
1. Zekanın Yükselişi
Elimizde verilerin olduğu son yüzyılda, küresel çapta, on yılda ortalama 3.5 IQ puanına denk gelen bir artış olduğu görülüyor. Bu durum, Flynn Etkisi üzerine yapılan tüm çalışmaların analiz edildiği (Pietschnig ve Voracek, 2015)’te şöyle görünüyor.
Grafikten de görülebileceği gibi, son yüzyılda iki standart sapmadan (30 IQ puanı) fazla bir IQ artışı olmuş, bu da git gide daha zeki hale geldiğimiz anlamına geliyor, değil mi? Tam değil. Daha önce de bahsettiğim gibi, zeka üç katmandan oluşuyor ve bunların en tepesinde genel zeka (g) var. Flynn Artışları, genel zeka (g) üzerinde değil, spesifik bilişsel kabiliyetler üzerinde.
(Te Nijenhuis ve van der Flier, 2013)’ün, genel zeka ve Flynn Etkisi üzerine meta-analiz çalışmalarında gösterdikleri gibi, IQ testlerinde görülen puan artışları ile puan artışının olduğu alt-testlerin g yükü arasında negatif korelasyon var. Yani, IQ artışı g artışı anlamına gelmiyor ve son tahlilde zekanın öngörü gücü, spesifik bilişsel kabiliyetlerden ziyade g’den kaynaklanıyor. (Caretta ve Ree, 2022)
James Flynn, Flynn artışlarının zeka artışıyla aynı şey olmadığını, Flynn Etkisi’ne dair ilk sistematik çalışmada bu öngörü sorunu nedeniyle kabul ediyor, zira her nesilde ortalama zekanın bu kadar ciddi biçimde yükselmesinin toplumsal sonuçları olurdu –i.e, ortalama vatandaşın matematik kabiliyeti çok daha yüksek olurdu, Flynn’in deyimiyle “yeni kültürel rönesans”lar görürdük, çok daha sofistike bir dünyada yaşıyor olurduk, fakat 1930’ların insanlarının sofistikasyonu ile 1960’larınki hatta arasında pek fark yok. (Flynn, 1987) Bu yüzden bu artışların “kof artışlar” (hollow gains) olarak isimlendirildiği de vakidir. (Flynn’in, Flynn Artışlarının dünyaya etkisi üzerine fikirlerinde bazı –büyük olmayan- değişimler olduğunu da eklemeliyim. Bkz: Are We Getting Smarter: Rising IQ in the Twenty First Century, James Flynn, (Cambridge UP, 2012))
Peki, bu IQ artışının sebepleri neler? Birkaç büyük aday var. Bunlardan en önemlisi eğitim, zira eğitimin IQ’yu kalıcı biçimde artırdığını biliyoruz. Eğitimde geçirilen her sene, 1 ila 5 IQ puanı artış sağlıyor (Ritchie et al., 2018) Öğrendiklerinizin içeriği de pek fark etmiyor, bu artış eğitim görme süresiyle alakalı, alınan eğitimle değil. (Bergold et al., 2017)
Fakat eğitimin getirdiği IQ artışı da g üzerinde değil. (Ritchie et. Al, 2015)’te görülebileceği gibi, eğitim süresi ile yetişkinlikteki g arasında doğrudan herhangi bir ilişki yok fakat zeka testlerinin 7 alttesti (matris akıl yürütmesi, harf-rakam sıralaması vb.) ile (en yüksek r=.15, en düşük r=.06) ilişki var. Yani, eğitim genel zekayı değil spesifik bilişsel kabiliyetleri artırıyor.
Eğitimin dışında bazı biyo-çevresel faktörler de bu artış da etkili gibi duruyor. Örneğin, parazit ve bulaşıcı hastalıklar ile zeka arasında negatif korelasyon var (Eppig et. al, 2010), benzer biçimde, kandaki fazla kurşun miktarı da yetişkinlikte zekayı düşürüyor (Reuben et. al, 2017), aynı şekilde iyot eksikliği de IQ’yu 10 IQ puanı kadar düşürebiliyor (Qian et al., 2005). İyotlu tuzların yaygınlaşması, kurşunlu benzin ve boyaların yasaklanması veya kullanımlarının azalması, bulaşıcı hastalıklara karşı mücadelenin ve benzeri müdahalelerin IQ artışında payı olduğu şeklinde bir spekülasyonda bulunulabilir.
2. Zekanın çöküşü
Zekanın kalıtsallığının yüksek olduğunu (yetişkinlerde %70-85 arası) biliyoruz. Aynı şekilde, doğurganlık ile zeka arasında negatif bir korelasyon olduğunu da, i.e, daha zekiler daha az çocuk yapıyorken daha az zekiler daha fazla çocuk yapma eğiliminde. Yüksek kalıtsallık ve doğurganlık örüntüsü arasındaki bu ilişkiden, ortalama zekanın düşüyor olmasını beklememiz gerekmez mi? Eğer ortada bu ilişkiyi tazmin edecek başka bir değişken yoksa evet, ve biz de zaten bir düşüşün olduğunu biliyoruz ve bu düşüş genel zeka üzerinde. Bu kısımda, en doğrudan delillerden (genetik çalışmaları) başlayarak bu düşüşle ilgili çalışmalardan bahsedeceğim.
(Abdellaoui ve Hugh-Jones, 2021), Birleşik Krallık’ta verili traitlerle ilgili polijenik risk skorları üzerinden buradaki insanlar üzerindeki doğal seçilim etkisini inceliyor. Birçok trait için endişe verici bir disjenik etki olsa da, bu yazımız için bizi ilgilendiren bilişsel kabiliyet. Bilişsel kabiliyetlerle ilgili olduğunu bildiğimiz yaygın varyantlar üzerinden ardışık iki nesil arası karşılaştırma yapıldığında, nesilde 0.6 IQ puanına denk bir zeka kaybı yaşanıyor. Yaklaşık 25 nesilde (yaklaşık 600 yıl) 1 standart sapma (15 IQ puanı) düşüş demek. Her ne kadar her nesilde 0.6 puan düşük görünse de, bu çalışma a) polijenik skor çalışmalarında yakalayabildiğimiz varyantlar üzerinden inceliyor fakat bu polijenik skor çalışmaları henüz zekayla ilgili varyantların çoğunu yakalayabilmiş değil, b) son iki nesili ele alıyor, fakat bundan öncesinde seçilim baskısının daha yüksek olduğunu ve düşüşün daha sert olduğunu düşünmek için sebepler var. Zeka düşüşündeki gerçek hızı bilmiyoruz fakat bunu alt sınır olarak alabiliriz.
(Kong et al., 2016), aynı yöntemle (polijenik skor analizi, EduPGS veritabanı üzerinden) 1910-1990 İzlanda doğumlu örneklem için kullanıyor. Buldukları sonuç, zeka düşüşünün on yılda 0.3 IQ puanına denk olduğu. Birleşik Krallık çalışmasından biraz daha hızlı fakat bahsettiğimiz şerhler burada da geçerli. Polijenik skor veritabanları, genel zeka ile ilgili yaygın ve nadir tüm varyantları yakalamadan buna bağlı düşüş hızını kesin olarak yanıtlamak mümkün değil.
Doğrudan genleri ölçmeyen çalışmalarda, (Woodley, te Nijenhuis ve Murphy, 2013), genel zeka ile .54 korelasyona sahip Tepki Süresi Testi verilerinden yola çıkarak genel zekanın ne kadar düştüğünü hesaplamaya çalışıyor. Francis Galton’ın orijinal verilerinden başlayarak 13 Tepki Süresi çalışmasını ele alıyor. Aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere, Viktoryen dönem (1888) ile 21. yüzyıl sonuçları arasında yaklaşık 120 milisaniyelik bir yavaşlama var. Tepki hızı ile genel zeka ters bir ilişkide olduğu için, bu, genel zekada bir düşüş olduğunu gösteriyor. Yazarların hesaplamaları, 1800’lerin sonundan 2000’lerin başına kadarki düşüşün 1 standart sapmaya yaklaşık (spesifik olarak 13 IQ puanı. 1 standart sapma=15 puan) olduğunu hesaplıyor.
Bu, gördüğümüz diğer çalışmalara oranla çok daha hızlı bir düşüş. Yazarlar, düşüşün tamamının üreme örüntüsü kaynaklı olmadığını, yaşam koşullarındaki iyileşmenin disjenik etkiyi artırması nedeniyle zararlı mutasyonların toplumda yayılmasının da bunda pay oynadığını belirtiyor. Araya girip kendimi fikrimi belirtecek olursam, genel zekada düşüşün olduğu kesin olsa da yüz yılda 1 standart sapma epey yüksek gibi görünüyor. Bu, on yılda yaklaşık 1.5 IQ düşüşe denk, her ne kadar Flynn Artışları bunun iki katı hızda olsa da o artışlar hem zekayı baskılayan biyoçevresel etkenlerin (parazit, iyot eksikliği vb.) ortadan kaldırılmasıyla alakalı hem de genel zeka üzerinde değil.
(Woodley et al., 2015), genel zeka düşüşünü özgün bir biçimde incelemeye çalışıyor. Genel zeka ile .91 korelasyona sahip WORDSUM kelime dağarcığı testi (10 kelimeden oluşan bir test) sorularından seçilen kelimelerle, zor ve kolay kelimelerin (doğru bilinme oranı düşük ve yüksek kelimelerin) toplumda kullanım sıklığı trendine bakıyor ve zor kelimelerin giderek daha az kullanıldığını gösteriyor. Kullanılan kelimeler, zorlukları (pozitif->zor) ve kullanım sıklığı tabloları şu şekilde.
Görülebileceği üzere, zor kelimelerin kullanım yaygınlığında düşüş ve kolay kelimelerde artış mevcut. Yazarlar gelebilecek eleştirilerin hepsini önceden yanıtlamaya çalışıyor ve metodolojileri benim değerlendirebileceğimin üzerinde bir kompleksliğe sahip, bu yüzden genel düşüşü yansıtmasının dışında bir şey diyemiyorum.
(Woodley ve Figueredo, 2013), bilim ve teknoloji alanında önemli şahsiyetlerin (Newton, Galileo, Einstein, Neumann vb.) toplum ortalamasına oranının ve önemli inovasyon oranının, genel zeka trendini takip edeceğini iddia edip bu hipotezlerini test ediyorlar. Tabloda, lacivert çizgi genel zeka, kırmızı çizgi kişi başına inovasyon, turkuaz çizgi kişi başına önemli şahsiyet oranını gösteriyor. Sanayi Devrimi’ne kadar (Malthuss etkisi nedenli, bkz. Fukaralığa Veda [A Farewell to Alms], Gregory Clark, 2013 [2007]) hem önemli şahsiyet oranı hem inovasyon oranı yükselme eğilimindeyken, 1900’lerin başından bu yana ikisi de düşme eğiliminde, bu da genel zekadaki düşüş tahminleriyle örtüşen bir trend izliyor.
Bu türden vekil kullanarak zeka düşüşü hesaplama çalışmalarının yanında, Weschler Yetişkin Zeka Ölçeği gibi resmî klinik zeka ölçeklerinde de bu düşüşleri görebiliyoruz. (Woodley et al., 2018), klinik testler kullanılan ve düşüş gösteren çalışmaların meta-analizini yapıyor. Burada, tüm ölçek düzeyinde zeka düşüşü, yaklaşık olarak 10 yılda 1.5 puan fakat g yükü daha az testlerde zeka düşüşü daha yüksek. Yani, genel zekada düşüş olsa da, spesifik bilişsel kabiliyetlerdeki düşüş daha büyük.
Özet olarak şunları söylemek mümkün:
Hem IQ artışı hem IQ düşüşü aynı anda gerçekleşiyor, fakat spesifik kabiliyetlerdeki artışın boyutu, genel zekadaki (ve bazı spesifik bilişsel kabiliyetlerdeki) düşüşün boyutundan daha büyük olduğu için bu düşüşü gizleme eğiliminde. Fakat spesifik olarak genel zekayı ölçen çalışmalar genel zekadaki düşüşü tasdikliyor. Dahası, tavan etkisi nedeniyle Flynn Etkisi’nin birçok ülkede durma noktasına geldiğini, puanların artık artış göstermediğini ve zeka-doğurganlık örüntüsünün de değişmediğini, artışların düşüşü tazmin edemeyecek noktaya geldiğini hesaba katarsak, toplumların zeka ortalamalarının daha hızlı biçimde gerileyeceğini ve etkilerini daha net göreceğimizi öngörebiliriz.
Kaynakça:
Bergold, S., Wirthwein, L., Rost, D. H., & Steinmayr, R. (2017). What happens if the same curriculum is taught in five instead of six years? A quasi-experimental investigation of the effect of schooling on intelligence. Cognitive Development, 44, 98-109. https://doi.org/10.1016/j.cogdev.2017.08.012
Eppig, C., Fincher, C. L., & Thornhill, R. (2010). Parasite prevalence and the worldwide distribution of cognitive ability. Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences, 277(1701), 3801-3808. https://doi.org/10.1098/rspb.2010.0973
Flynn, J. R. (1987). Massive IQ gains in 14 nations: What IQ tests really measure. Psychological Bulletin, 101(2), 171-191. https://doi.org/10.1037/0033-2909.101.2.171
Kong, A., Frigge, M. L., Thorleifsson, G., Stefansson, H., Young, A. I., Zink, F., Jonsdottir, G. A., Okbay, A., Sulem, P., Masson, G., Gudbjartsson, D. F., Helgason, A., Bjornsdottir, G., Thorsteinsdottir, U., & Stefansson, K. (2017). Selection against variants in the genome associated with educational attainment. Proceedings of the National Academy of Sciences, 114(5). https://doi.org/10.1073/pnas.1612113114
Menie, M. A. W. of, Fernandes, H. B. F., José Figueredo, A., & Meisenberg, G. (2015). By their words ye shall know them: Evidence of genetic selection against general intelligence and concurrent environmental enrichment in vocabulary usage since the mid 19th century. Frontiers in Psychology, 6. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2015.00361
Qian M, Wang D, Watkins WE, Gebski V, Yan YQ, Li M, Chen ZP. (2005) The effects of iodine on intelligence in children: a meta-analysis of studies conducted in China. Asia Pacific Journal of Clinical Nutrition. 2005;14(1):32-42. PMID: 15734706.
Pietschnig, J., & Voracek, M. (2015). One Century of Global IQ Gains: A Formal Meta-Analysis of the Flynn Effect (1909–2013). Perspectives on Psychological Science, 10(3), 282-306. https://doi.org/10.1177/1745691615577701
Reuben, A., Caspi, A., Belsky, D. W., Broadbent, J., Harrington, H., Sugden, K., Houts, R. M., Ramrakha, S., Poulton, R., & Moffitt, T. E. (2017). Association of childhood blood-lead levels with cognitive function and socioeconomic status at age 38 years and with IQ change and socioeconomic mobility between childhood and adulthood. 17.
Ritchie, S. J., Bates, T. C., & Deary, I. J. (2015). Is education associated with improvements in general cognitive ability, or in specific skills? Developmental Psychology, 51(5), 573-582. https://doi.org/10.1037/a0038981
Ritchie, S. J., & Tucker-Drob, E. M. (2018). How Much Does Education Improve Intelligence? A Meta-Analysis. 12.
te Nijenhuis, J., & van der Flier, H. (2013). Is the Flynn effect on g?: A meta-analysis. Intelligence, 41(6), 802-807. https://doi.org/10.1016/j.intell.2013.03.001
Woodley, M. A., & Figueredo, A. J. (2013). Historical variability in Heritable General Intelligence: Its Evolutionary Origins and socio-cultural consequences. Univ. of Buckingham Press.
Woodley, M. A., te Nijenhuis, J., & Murphy, R. (2013). Were the Victorians cleverer than us? The decline in general intelligence estimated from a meta-analysis of the slowing of simple reaction time. Intelligence, 41(6), 843-850. https://doi.org/10.1016/j.intell.2013.04.006
Woodley of Menie, M. A., Peñaherrera-Aguirre, M., Fernandes, H. B. F., & Figueredo, A.-J. (2018). What causes the anti-Flynn effect? A data synthesis and analysis of predictors. Evolutionary Behavioral Sciences, 12(4), 276-295. https://doi.org/10.1037/ebs0000106