Bu yazıda, zeka ile fiziksel ve zihinsel sağlık arasında ilişki olup olmadığını inceleyelim.
Zeka ve fiziksel sağlık
Zekanın yaşam süresi ve sağlıkla ilişkili olduğu uzun zamandır biliniyor. Örneğin, (Cukic et al., 2017), İskoçya’da 1936’da doğup 11 yaşındayken devletin zeka ve sağlık tarama testine giren 70 bin İskoç vatandaşının kayıtlarını 2015’e kadar takip ediyor ve çocuklukta ölçülen zeka ile yaşam süresinin pozitif ilişkiye sahip olduğunu buluyor. Grafikten de görülebileceği üzere, yüzdelik dilimler ile 2015 senesinde hayatta olma ihtimali arasında lineer bir ilişki var.
Erken yaşta ölçülen zeka ve yaşam süresine dair çalışmaları inceleyen (Batty et al., 2007), tüm çalışmalarda bu ilişkinin görüldüğünü buluyor.
Benzer biçimde, (Deary et al., 2021), zeka, ömür ve ölüm nedenleri ile ilgili büyük çaplı çalışmaları incelediği makalesinde aynı sonuca ulaşıyor.
Spesifik ölüm nedenlerine gelindiğinde, zekanın her hastalıkla negatif ilişkiye sahip olduğu görünüyor. Zeka arttıkça kanser, solunum yolu, kalp ve damar, mide hastalıkları, inme, diyabet, Alzheimer kaynaklı ölüm riski azalıyor.
Sadece ölüm nedenleri değil, diğer hastalık ve kondisyonları da inceleyip zekanın diğer kondisyonlarla da negatif ilişkiye sahip olduğunu gösteriyorlar. Zeka arttıkça romatizma, diyabet, hipertansiyon, major depresyon, bunama ve şizofreni riski azalıyor.
Benzer şekilde, (Fries ve Pietschnig, 2022), 12 Avrupa ülkesi üzerinden yaptıkları çalışmada, zeka ile kronik kondisyon, semptom, doktor ziyareti ve sağlık risklini artıran çevresel etkenler arasında negatif ilişki buluyor.
Bu çalışmanın önemli bir yanı, sağlık ve zeka arasındaki ilişkinin çevresel nedenlerden kaynaklanmadığını göstermesi. Zeka ve sağlık ilişkisine dair önerilen mekanizmalardan biri daha zeki insanların hastalık/ölüm riskini artıracak çevresel etkenlerden (örneğin sigara ve alkol kullanma, vücut kitle endeksine dikkat etmeme vb.) kaçınmalarıydı, fakat bu geniş çaplı çalışma, çevresel etkenlerin etkisini minimal olarak buluyor. Sadece fiziksel aktivite ile zeka arasında istatistiksel olarak anlamlı bir bağ görünüyor fakat onun da etki boyutu düşük.
Sağlık-zeka ilişkisinin pleitropi kaynaklı olduğunu düşünmek için nedenler var. Pleitropi, bir genin birden fazla karakteristik özelliği etkilemesi anlamına geliyor. Bu ilişkiye dair sistematik inceleme çalışması (Deary et al., 2019), farklı sağlık göstergeleri ve zekaya dair genetik korelasyonları incelediğinde pekçok sağlık fenotipi ve zeka arasında genetik korelasyon buluyor. Örneğin, tip 2 diyabet riskini artıran genetik etkenler aynı zamanda zekayla negatif ilişkili. Aşağıdaki tabloda tüm ilişkiler görülebilir. Bu, bunların hepsi arasında doğrudan pleitropik etki olduğu anlamına gelmiyor fakat bize bu yönde bir ilişkinin olduğunu düşünmek ve daha ileri araştırma yapmak için neden veriyor.
Benzer biçimde, (Hagenaars et al., 2016), Birleşik Krallık Biobank üzerinden yaptığı çalışmada, bilişsel kabiliyetler ve sağlıkla ilişkili pekçok değişken arasında genetik korelasyon buluyor ve bu ilişkinin, sağlık ve zeka arasında ortak köken olduğuna işaret ettiğini söylüyor.
Zeka ve Zihin Sağlığı
Genel Psikopatoloji Faktörü veya p-faktörü ve Zeka
Psikiyatri alanındaki önemli gelişmelerden biri, zeka çalışmalarındaki g-faktörüne benzer biçimde, psikopatolojik/psikiyatrik bozuklukların altında yatan örtük bir p faktörü olduğunu gösteren çalışmalardı. Psikopatoloji (p) faktörü, psikopatolojik bozukların hepsiyle ilişkili olan ve bir bozukluğa sahip olduğunuzda diğer bozukluklara sahip olma riskinizi de artıran bir örtük faktör. Örneğin, (Allegrini et al., 2020), 7 bin ikiz çiftini psikopatoloji ölçümüne tabi tutuyor ve davranış ve duygu bozukluklarıyla ilişkili genetik bir p faktörü buluyor.
Peki p-faktörü ve zeka arasında ilişki var mı?
(Caspi et al., 2014), Weschler Yetişkin Zeka Ölçeği-IV sonucu ile p faktörü arasında negatif ilişki (-.19) buluyor.
(Harden et al., 2019), 1900 ikiz üzerinden yaptığı çalışmada, tam ölçek IQ, genel zeka ve p faktörü arasında negatif ilişki buluyor (r≈-.20-25)
Spesifik bozukluklar ve zeka
(Gale et al., 2010), genç yetişkinlikte ölçülen zeka ve mental bozukluk nedeniyle hastaneye yatırılma riskini inceliyor. Grafikten de görülebileceği üzere, zeka arttıkça şizofreni, duygudurum bozukluğu, nevroz, kişilik bozukluğu gibi psikolojik bozukluk nedeniyle hastaneye yatırılma riski düşüyor.
(Williams et al., 2022), yüksek zekalıların (nüfus zeka ortalamasından 2 standart sapma veya üstü zekaya sahipler, g değil de IQ ile verilirse 130 IQ ve üstüne denk geliyor) mental durumunu incelediğinde, yüksek zekalıların ortalamaya göre daha düşük travmaya, anksiyeteye, PTSD’ye, nevrotikliğe ve sosyal izolasyona sahip olduklarını, kısaca mental olarak daha sağlıklı olduklarını buluyor.
(Hatch et al., 2007), Birleşik Krallık’ta 1946’da doğan ve 8 yaşındayken milli biliş ve sağlık taramasına katılanlardan 1800’üyle 53 yaşındayken tekrar röportaj yapıyor ve çocukluk zekasının, yetişkin kadınlarda depresyon ve anksiyeteyle negatif ilişkili olduğunu buluyor fakat erkekler için böyle bir etki bulmuyor. Fakat teorik olarak, Lynn’in Gelişim Teorisi nedeniyle, cinsiyete göre ayrıldığında çocukluk zekasının erkekler için öngörü gücünün daha düşük olmasını bekleyebiliriz.
Yetişkin erkekleri baz alırsak, (Christensen et al., 2018), 620 bin erkek üzerinden yapılan çalışmada, zeka düştükçe majör depresyon riskinin arttığını buluyor.
(Tsitsipa ve Fontoulakis, 2015), bipolar bozukluk ile IQ ve diğer bilişsel fonksiyonların negatif ilişkili olduğunu buluyor.
(Kendral et al., 2015), 1.2 milyon kişi üzerinden yapılan bir çalışmada, zeka ve şizofreni arasında negatif ilişki buluyor.
Sonuç
Sonuç olarak, zeka ile hem fiziksel hem zihinsel sağlığın el ele gittiğini ve bunların ortak bir kökenden (i.e, ortak genetik etkiler) geldiğini söylemek mümkün. Daha zeki insanlar daha sağlıklı, daha uzun yaşıyor, mental olarak daha stabiller.
Kaynakça
Allegrini, A. G., Cheesman, R., Rimfeld, K., Selzam, S., Pingault, J., Eley, T. C., & Plomin, R. (2020). The p factor: Genetic analyses support a general dimension of psychopathology in childhood and adolescence. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 61(1), 30-39. https://doi.org/10.1111/jcpp.13113
Caspi, A., Houts, R. M., Belsky, D. W., Goldman-Mellor, S. J., Harrington, H., Israel, S., Meier, M. H., Ramrakha, S., Shalev, I., Poulton, R., & Moffitt, T. E. (2014). The p Factor: One General Psychopathology Factor in the Structure of Psychiatric Disorders? Clinical Psychological Science, 2(2), 119-137. https://doi.org/10.1177/2167702613497473
Christensen, G. T., Rozing, M. P., Mortensen, E. L., Christensen, K., & Osler, M. (2018). Young adult cognitive ability and subsequent major depression in a cohort of 666,804 Danish men. Journal of Affective Disorders, 235, 162-167. https://doi.org/10.1016/j.jad.2018.04.035
Čukić, I., Brett, C. E., Calvin, C. M., Batty, G. D., & Deary, I. J. (2017). Childhood IQ and survival to 79: Follow-up of 94% of the Scottish Mental Survey 1947. Intelligence, 63, 45-50. https://doi.org/10.1016/j.intell.2017.05.002
Deary, I. J., Hill, W. D., & Gale, C. R. (2021). Intelligence, health and death. Nature Human Behaviour, 5(4), 416-430. https://doi.org/10.1038/s41562-021-01078-9
Fries, J., & Pietschnig, J. (2022). An intelligent mind in a healthy body? Predicting health by cognitive ability in a large European sample. Intelligence, 93, 101666. https://doi.org/10.1016/j.intell.2022.101666
Gale, C. R., Deary, I. J., Boyle, S. H., Barefoot, J., Mortensen, L. H., & Batty, G. D. (2008). Cognitive Ability in Early Adulthood and Risk of 5 Specific Psychiatric Disorders in Middle Age: The Vietnam Experience Study. Archives of General Psychiatry, 65(12), 1410. https://doi.org/10.1001/archpsyc.65.12.1410
Hagenaars, S., Harris, S., Davies, G., Hill, W., Liewald, D., Ritchie, S., Marioni, R., Fawns-Ritchie, C., Cullen, B., Malik, R., Wardlaw, J., Gallacher, J., Pell, J., McIntosh, A., Smith, D., Gale, C., & Deary, I. (2016). Shared genetic aetiology between cognitive functions and physical and mental health in UK Biobank (N = 112 151) and 24 GWAS consortia. Molecular Psychiatry, 9.
Harden, K. P., Engelhardt, L. E., Mann, F. D., Patterson, M. W., Grotzinger, A. D., Savicki, S. L., Thibodeaux, M. L., Freis, S. M., Tackett, J. L., Church, J. A., & Tucker-Drob, E. M. (2020). Genetic Associations Between Executive Functions and a General Factor of Psychopathology. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, 59(6), 749-758. https://doi.org/10.1016/j.jaac.2019.05.006
Hatch, S. L., Jones, P. B., Kuh, D., Hardy, R., Wadsworth, M. E. J., & Richards, M. (2007). Childhood cognitive ability and adult mental health in the British 1946 birth cohort. Social Science & Medicine, 64(11), 2285-2296. https://doi.org/10.1016/j.socscimed.2007.02.027
Kendler, K. S., Ohlsson, H., Sundquist, J., & Sundquist, K. (2015). IQ and Schizophrenia in a Swedish National Sample: Their Causal Relationship and the Interaction of IQ With Genetic Risk. American Journal of Psychiatry, 172(3), 259-265. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.2014.14040516
Michèle Williams, C., Peyre, H., Labouret, G., Fassaya, J., Guzmán García, A., Gauvrit, N., & Ramus, F. (2022). High Intelligence is not a Risk Factor for Mental Health Disorders [Preprint]. Pathology. https://doi.org/10.1101/2022.05.26.22275621
Tsitsipa, E., & Fountoulakis, K. N. (2015). The neurocognitive functioning in bipolar disorder: A systematic review of data. Annals of General Psychiatry, 14(1), 42. https://doi.org/10.1186/s12991-015-0081-z